İSTİMNAİ BİLYED MASTÜRBASYON HARAM MIDIR, SEBEPLERİ VE ZARARLARI
MASTÜRBASYON HARAM MIDIR, SEBEPLERİ VE
ZARARLARI
El ile boşalma
aslında bekârlık döneminde bile zarurî görülemeyecek bir işlemdir. Çünkü Yüce
ALLAH (c.c) , insanda atılmayan veya atılamayan fazla birikimleri giderecek bir
düzen yaratmıştır. Gerektiğinde, bu düzen (rüyalanmak) devreye girmekte, insani
rahatlatmakta ve zarar görmekten kurtarmaktadır. Diğer meşru yol ise
evliliktir.
Mastürbasyon Haram midir?
1- Kocasinin
karisi eliyle veya kadinin kocasinin yardimiyla bosalmasi helaldir.(Ihya Terc.
Ali Aslan, 3/420. Ibn-i Abidin, 4/27.)
2- Kadin
veya erkek kisinin kendi eliyle bosalmasi ise müctehidlerimizin
degerlendirmelerine göre söyle açiklanabilir.
a- Mutlak
haramdir,
b- Mubahdir,
c- Vacibtir.
Mutlak Haramdir Diyenler: Safiî mezhebi müctehitleri mastürbasyonun
mutlak haram oldugu görüsündedirler.
Mubahtir Diyenler: Kisinin esi yoksa,
evlenmeye de maddî gücü müsaid degilse zinaya düsmemek veya vücudundaki
-rüyalanma yoluyla da atilamayan- zararli birikimi gidermek için mastürbasyon
yapmasi mubahtir. Hanefî ve Hanbelî mezhebi müctehitleri bu görüstedir.
Vacibtir Diyenler: Eger mastürbasyon
yapmaksizin zinadan korunulamayacagina kanaat hasil olursa, bu durumda
yapilmasi vacib olur. Çünkü iki serden daha az zararli olanin tercihi Islamî
bir kuraldir.
Bu durumda
böyle yapan bir denklem kurmus sayilir; kendisine ne sevap, ne de günah vardir;
ne mükafat görür, ne de azaba ugratilir.
Esasen
mastürbasyon, büyük günahlardan sayilmaz. Bir mukayese yapacak olursak mesela;
yabanci kadinlarin bakilmasi haram olan yerlerine bakmak mastürbasyondan daha
günah, yabanci kadinla kucaklasip öpüsmek ona bakmaktan daha çok günah, zina
etmek ise onlardan çok büyük günahtir... Su var ki, mastürbasyon küçük
günahlardan sayilsa bile, özürsüz olarak sik sik tekrarlanip devam ettigi
takdirde -zararlari büyüdügü gibi günahlari da büyüyerek gitgide büyük
günahlara dahil olabilir. Zira küçük günahlar da israrla tekrarlanirsa, büyük
günaha dönüsür. Yeri gelmisken, günde bes vakit namaz kilmanin, küçük
günahlarin affina sebep oldugunu da hatirlatalim...
Oruçlu iken,
oruçlu oldugunu bile bile mastürbasyon yapan kimse, inzal olup meni gelirse
orucu bozulur; sadece gününe gün kazasi gerekir. Bu durumda kefaret
gerekmeyecegi gibi, mastürbasyon halinde inzal vaki olmamis yani sehvetle meni
akmamissa -"mezi"denilen ince sizinti gelse bile- bununla oruç
bozulmaz, gusül de gerekmez. Bunu aliskanlik haline getirmemisse fetva böyle
ise de takva açisindan bunlari yapmamak daha uygundur.
Kadinlarin
masturbasyonunun hükmü erkeklerin masturbasyonunun hükmü gibidir.
Yapilan
açiklamalardan anlasilacagi üzere mastürbasyon mutlak haram olarak
görülemeyecegi gibi, sartsiz helal olarak da görülemez.
Mastürbasyon Sebepleri ve Zararları:
Erkeklerin
hemen hemen hepsine yakin bir kismi, kadinlarin da yarisi kadari gençlik
devrelerinde az çok bu ise basvururlar. Bu da en çok 14-20 yaslari arasinda
cereyan eder. Bir kismi sadece cinsi baskinin hafifletilmesi için arasira
seyrek olarak yapar. Bazisi da bir zevk vasitasi yaparak aliskanlik halinde,
her firsatta sik sik mastürbasyonu tekrarlar.
Mastürbasyon Sebeplerini Söyle
Özetleyebiliriz:
1- Normal
cinsi münasebetten uzak kalmak,
2-
Mastürbasyonu alisilmis bir zevk vasitasi haline getirmek ,
3- Cinsi
münasebetten çesitli sebeplerden dolayi nefret etmek,
4- Cinsi münasebetten
yeteri kadar zevk alamamak, (evliler için),
5- Cinsi
istegin fazla artmasi,
6-
Mastürbasyonu tesvik eden, sahislarin tesirinde kalmak,
7-
Açik-saçik manzaralar, sehveti tahrik edici söz ve yazilar,
8- Cinsel
organlarinda temizlik noksanligiyla meydana gelen kasinmalar,
9- Cinsi
arzularin çocuklarda erken uyanmasi,
10- Bazi
çocuklarin küçük yasta merak ve görmesiyle cinsel organiyla oynamayi aliskanlik
yapmalari... vs.
Zararli Yönüne Gelince:
Seksolog ve
hekimlerin bu konudaki görüsleri çesitlidir. Bu görüsleri üç maddede
toplayabiliriz:
1-
Mastürbasyonun zararsiz oldugunu savunanlar,
2- Zararli
oldugunu söyleyenler,
3- Çok
zararli oldugunu iddia edenler,
Bunlarin
içinde, çogunlugun kabul ettigi ve hakikate en uygun olani ikinci görüstür.
Süphesiz ki, fazla mastürbasyonun ruhi, bedeni, cinsi, manevi...birçok
zararlari mevcuttur. Fakat, mastürbasyonun tamamen zararsiz oldugunu ileri
sürmek gerçege pek uzak oldugu gibi, onu son derece tehlikeli göstererek,
gençleri korku ve karamsarliga düsürmek de yersizdir. Mütehassislarin bazilari,
bir-iki haftada bir yapilan mastürbasyonun vücuda pek zararli olmadigi
görüsündedir. Su kadar ki, bu durumdaki mastürbasyonun da uzun zaman devam
etmesinin, zararli olacagini bilmelidir. Hemen hemen bütün fikirler, asiri
mastürbasyonun gençleri tahrip edici bir illet oldugu noktasinda
toplanmaktadir.
Gerçekten
gençlerin büyük derdi olan mastürbasyon, genis açidan ele alindigi zaman, bunun
birçok yönleriyle zararli bir illet oldugu görülür.
Acaba Mastürbasyon Kaç Günde Bir Yapilirsa
Zararlidir?
Buna
verilecek cevap sudur: "...Bu, her insana göre degisir. Nasil ki normal
cinsi münasebetlerin sayisi da her insan için degisiktir. Bir kaide tespit
etmek lazim gelirse söyle söyleyebiliriz: Kendinizi çok bunalmis hissetmedikçe
mastürbasyon yapmayiniz. Sirf mastürbasyonun zevkini tatmak için, kendi
kendinizi suni olarak tahrik eder ve iradenizi tam bir gevseklige ugrattiktan
sonra masturbasyon yapmaya kalkisirsaniz, iste o zaman ifrat yolunu tutmussunuz
demektir"
Mastürbasyon
ne kadar çok veya az yapilirsa, zarar nispeti de ona göre çok veya az olur.
Yani "çogu çok zarar, azi az zarar" demek uygun olur.
Halbuki
ihtilam (uyku ve rüyada meni bosanmasi), dolan kabin tasmasi gibi fazla olan
meninin kendiliginden bosalmasidir. Cinsel temastan uzak olanlar için, bu bir
ihtiyaçtir ve bir mahzuru da yoktur. Mastürbasyon ise, zoraki bir bosalma
oldugundan, ihtilamdan çok farkli ve zararli bir özelligi vardir.
Ilk gençlik
devrelerinde ara-sira yapilan mastürbasyonlar, psikolojik yönüyle normal
sayilabilir. Fakat olgunluk çaginda, aliskanlik halinde sik sik buna basvurmak,
bir nev'i cinsi sapiklik konusuna girer.
Mastürbasyondan
korunma çareleri de vardir. Bundan korunmanin en iyi çaresi, sehvet hislerini
kontrol altina almaktir. Bunun için de ilmi, ameli, ailevi, manevi.. cihetten
çesitli önleme imkanlari bulunabilir. Bununla beraber bu aliskanligin tamamen,
birden birakilmasi pek kolay degildir, lakin, yavas yavas vazgeçilmesi daha
kolay ve mümkündür. Sunu da önemle belirtelim ki, mastürbasyon ne kadar çok
yapilirsa, bu arzu inadina körüklenir. Mastürbasyonun çok kötü bir özelligi de
budur.
Yaygin
oldugu yerler ise: Yatili okullar, kislalar, hastaneler, hapishaneler, is
kamplari, gemi tayfalarinda... bekar kalmis, bosanmis vb. kimseler arasindadir.
Bu tatmin sekli, genellikle gençler arasinda yaygin olmakla beraber, gençlik
çagini arkada birakmis birçok kimseler de bu illete bagimlidir. Bir de,
gençlerden yalniz ve avare kimseler için, bu illet pusuda hazirdir! Kadin-erkek
karisikliginin mevcut oldugu, çesitli genç kitleler arasinda ve daha ziyade
sicak mevsimlerde mastürbasyon nisbeti daha çok yaygindir.
Bir hadiste:
"Elini nikahlayan mel'undur" buyurulmustur. Saîd b. Cübeyr'in rivayet
ettigi bir hadiste: "Zekerleriyle oynayan bir ümmete azab etmistir",
Ata'nin bir rivayetinde: "Elleri hamile olarak hasredilecek bir kavim
duydum" bunlarin elleriyle mastürbasyon yapanlar oldugunu saniyorum"
demistir.
Ayrica ALLAH
(c.c.), evlenme imkani bulamayanlarin, imkan buluncaya kadar iffetlerini
korumalarini emretmis böyle bir yöntem uygulasinlar dememistir. Rasulüllah
Ef'endimiz de: "Gençler! Imkan bulanlariniz evlensin, çünkü bu, gözü ve
iffeti daha iyi korur. Bunu yapamayan oruç tutsun, çünkü orucun bunu saglayacak
bir kamçisi vardir" buyurmus ve bekarlara çare olarak orucu göstermistir.
Eger mastürbasyon mubah olsaydi, çare olarak o gösterilirdi. Çünkü o daha kolay
bir yoldur, denmistir.
Ancak bu
konudaki hadislerin bir kisminin zayif olusu sebebiyle, çogunlugun haram
görmesine karsilik, mastürbasyonu mahzursuz gören alimler de vardir.
Mesela Ahmed
b. Hanbel bunu, tipki kan aldirmaya benzetmis ve ihtiyaç duyuldugunda,
vücuttaki fazlaliklari disari atmaktan ibaret oldugu için caiz oldugunu
söylemistir.
Hanefîlerce
genel olarak haram görülmüs, ancak; kisi bekarsa, ya da hanimdan uzakta ise ve
de sehvet kafasini asiri mesgul ediyorsa, ya da zinaya düsme endisesi varsa ve
bunu kendisini teskin için yaparsa bunda günah olmayacagi umulur. Ama zevlenmek
ve sehvetlenmek için yaparsa günahkardir, denmistir.
Imam-i Safiî
önceki görüsünde caiz oldugunu söylerken, sonraki görüsünde haram oldugu
kanaatina varmistir.
Mesele
Resulüllah'in amcaoglu Ibn Abbas'a soruldugunda:
Zina
yapmaktansa bu iyidir" cevabini vermistir. Bütün bunlara göre;
mastürbasyon genellikle hos görülmemis, fitrata (normal yaratilisin geregine)
zit bir eylem kabul edilmis, cinsel sapma halini almasi, psikolojik hastalik
olusturmasi gibi olumsuz yönleri hesaba katilarak, haram, ya da mekruhtur
denmistir. Ancak daha büyük zaarlara düsme endisesi oldugu yerde; "iki
zarardan baska alternatif yoksa, küçük olan zarar tercih edilir",
"zaruretler haram seyleri mubah kilar" kurallarinca yapilmasi caiz
görülmüs, hatta zina endisesi kesin ise, vacip bile olur denmistir. Aliskanlik
olusturmasi ve zevk için yapilmasi ise ittifakla haramdir. Haniminin eli vs.
azalari ile yapilmasi ise her halukarda caizdir, helaldir. (Dr. Faruk Beser:
Hanimlara Özel Fetvalar, Cilt 1, Seha Nesriyat)
Umursama
Dünya gelse üstüne içinde büyüyen bir ahin olsun elbet birgün devran döner tersine
tahammül en büyük silahin olsun:
Bu kötü
adet, daha çok ergenlik çagina yeni girenlerle gençler arasinda oldukça
yaygindir. Bas sebebi ise, kadinlarin yari çiplak kiritarak, süs yerlerini
teshir ederek, erkeklerin istihasini çekecek kiyafet ve davranislar göstererek
sokaklarda dolasmalaridir.
Kadinlarin
bu tahrik edici halleri hemen birçok eglence ve mesire yerlerinde göze
çarpmaktadir. Ayni sekilde kadinlari tahrik eden unsurlar da toplumda çokça
yaygindir.
Sözünü
ettigimiz tahrik sebebi umumi yerlerde cereyan edenidir. Bir de temsillerde,
filmlerde gösterilenler var ki, bunlar daha tehlikeli ve daha acidir.
Bir de
gençlerin devamli okuduklari fotoromanlar, cinsel kissalar vardir ki, bunlar
gençlerin nefsi ve akli, ayni zamanda ahlaki üzerinde, fiziksel ve ruhsal
yapilarinda kötü te'sirler meydana getirmektedir.
Iste bu
kabil seyler, kiz olsun, erkek olsun gençleri yavas yavas zinaya, hayasizliga,
bozguna ve rezil bir hayata itmege yetiyor. Baska bir sey düsünmeye gerek
birakmiyor.
Ergenlik
çagindaki bir genç, kendisini kötü yollardan alikoyacak ilahi kontrol inanci
tasimiyorsa, isledigi günahlarda 'tan korkmuyorsa, ileride bir hesap verecegini
düsünmüyorsa, çok sürmez su iki durum arasinda kalir ki bunun bir üçüncüsü
yoktur.
a)Ya cinsel
duygu ve istegini haram yollardan karsilar bununla kendini tatmin etmeye
çalisir.
b)Ya da
sehvetinin hiddetini hafifletmek için mastürbasyon yapar.
Asiri
mastürbasyonun temel sebebi, hormon bozuklugu da olabilir. Tedavi için ilgili
hekime müracaat etmelidir.
ASIRI MASTÜRBASYONUN ZARARLARI
1) Psikolojik Yönden:
1- Aşırı
mastürbasyon düşkünlerinde üzüntü, dalgınlık ve aşağılık duygusu meydana gelir.
Her mastürbasyondan sonra umumiyetle bir pişmanlık ve ruh sıkıntısı kendini
gösterir. Yapılan bu isin de olgunluktan uzak bir durum arz ettiği hatıra
geldikçe bu isi yapanlar, bir aşağılık ve suçluluk duygusuna kapılarak, moral kırıklığına
uğrarlar.
2-
Mastürbasyon alışkanlığı, bir kısım sinir bozukluklarına yol açar. Fazla
sinirlenmeler, el ve kol titremesi, bas dönmesi, uykusuzluk, kalça ve
bacaklarda dermansızlık, yorgunluk hâsıl olur.
3-
Mastürbasyon alışkanlığı, insani ask ve sevgiden mahrum eder. Sevgi, insan için
bir ihtiyaç olduğu gibi, esler arasındaki cinsi münasebetlerin başarılı ve neşeli
olması da, her ikisinde müşterek sevgi ve anlaşmanın varlığına bağlıdır.
Evlilikteki saadet temelleri, sevgi bağları üzerinde kurulur. Evlenen
çiftlerin, sadece bedenlerinin birleşmesi evlilik saadetini meydana getiremez;
bedenle birlikte her iki ruhun ask ve sevgiyle birleşip kaynaşmaları lazımdır. Mastürbasyona
çok düşkün olanlar ise, ruhun derinliklerinden fışkıran bu sevgi pınarından,
gereken hisseyi alamazlar. Mastürbasyon, sevgi cevherini köreltmektedir.
4- Fazla
mastürbasyon, hafıza zayıflığı, dikkatsizlik ve unutkanlık yapar. Buna düşkün
kimselerin, bir şeyi ezberlemeleri güçleşir. Ezberlediklerim de çabuk
unuturlar. Bir konuyu okurken, bütün dikkatlerini toplayamazlar. Dikkat dağınıklığı
meydana gelir. Okuduklarını da kolay anlayamazlar. Bunun için, fazla mastürbasyona
düşkün olan talebeler derslerinde zorluk çekerler. Henüz buluğa ermemiş
çocuklarda, mastürbasyon ile meni gelmediğinden, diğer zararlara pek hedef
olmazlarsa da, aşırı mastürbasyon bu çocuklarda, beyin ve sinir sarsıntısı
yapar, zihni gelişmeye mani olur.
5- Mastürbasyonla
meşgul olanların, şehvet hayalleri ve şehevi düşünceleri artar. Mastürbasyoncu
genç, gece yatağına girdiği zaman, körü körüne bir sürü şehvet hayalleriyle
zihnini meşgul eder. Akli fikri bu duygularla meşguldür. Bu suretle hem mastürbasyona
daha fazla müptela olur, hem de iyi şeyler düşünmeye fırsat bulamaz.
Umursama
Dünya gelse üstüne içinde büyüyen bir ahin olsun elbet bir gün devran döner
tersine tahammül en büyük silahın olsun:
Bir diğer zararı
da, çiftlerin birbirinden nefret etmesi, cinsel duygu duymamasıdır. Çünkü mastürbasyoncu
kişi, başka bir yoldan şehvetini tatmin ederek doygun kalmaktadır. Bunun manası,
eslerin birbirinden beklediğini bulamaması ve ümitlerinin kırılmasıdır. Sonunda
esler birbirinden uzaklaşır ve başka tatmin yolları ararlar. Gayri meşru
yollara giderler.
Uzman ilim adamlarının
mastürbasyon konusunda araştırma neticesi ortaya koydukları gerçek sudur: aşırı
mastürbasyona devam edenler, çok tehlikeli akla yönelik hastalıklara maruz kalır.
Bunları söyle siraliyabiliriz:
Zühul ve
nisyan (unutma, geçiştirme), irade zayıflığı, hafızada gerileme, yalnızlığa
heves, çabuk unutma, korku ve gevşeme, üzüntü ve sıkıntı, birtakım suçları
islemeyi tasarlama, intihar.
Buna benzer birtakım
düşünceyi alt-üst eden, iradeyi iyice zayıflatıp şaşkınlaştıran, kişiliğin
zedelenmesi gibi arazlar, illetler.
İslam
hukukunun aşırı mastürbasyonun doğuracağı kötülükleri nazara alarak koyduğu
hükümlere gelince, aşağıdaki deliller bunu yansıtmaktadır:
ALLAH (c.c.)
buyuruyor:
"Onlar
ki namus ve iffetlerini (haramdan ve şüpheden) korurlar. Ancak eslerine ve
sahip oldukları cariyelerine karsı (cinsel arzu duyarlar da) bu yüzden kınanmazlar.
Artik kimler bu meşru siniri geçerse, iste onlar haddi aşanlardır."
(Kur'an-i Kerim, Mü'minun: 6–7)
Bu ayetin
genel mana ve hükmüne giren sudur: "Artik kim bu meşru siniri asar veya
geçerse, iste onlar haddi aşanlardır."
O halde
evlilik yolundan başka bir yolda şehveti boşaltmak, zina, livata, el ile
mastürbasyon gibi, ölçüsüzlük ve aşırılık haddi asmak demektir.
MASTÜRBASYONDAN KURTULMA CARELERI
A) Ergenlik Çağına Girince Evlenmek:
Rüsvay edici
bu adetten kurtulmanın en kestirme yolu budur. Ayni zamanda bu en tabii bir yol
ve çaredir.
B) Nafile Oruç Tutmak:
Ortada
ergenlik çağına girince evlenmeye engel birtakım sebepler söz konusu olduğunda,
İslam, evlenme imkânı bulamayanlara nafile oruç tutmalarını tavsiye eder. Çünkü
oruç, şehvetin galeyanını durdurur, isteği azaltır, cinsel duygunun hiddetini kırar;
ayni zamanda kendinin ilahi murakabe (kontrol) altında bulunduğunu hem ilham,
hem takviye eder. 'tan saygı ile korkmayı hatırlatır. Böylesine güzel irsad
Resülüllah (a.s.) Efendimizin hadislerinde yer almıştır:
"Ey
gençler topluluğu! Sizden kim evlenmeye güç getirip imkân bulabiliyorsa
evlensin; çünkü evlenmek gözü haramdan sakınmaya, yummaya daha uygun, namus ve
iffeti korumaya daha elverişlidir. Kim de evlenmeye güç getiremiyor, imkân bulamıyorsa,
kendisine oruç tutmak gerekir; çünkü oruç, şehveti kesicidir."
C) Cinsel Duyguyu Tahrik Eden Yayınlardan
ve Sokaklardan Kaçınmak, Uzaklaşmak:
İçinde yasadığımız
toplum ve çağda bir sürü bozuk, kirli ve gayr-i ahlaki basın ve yayınlarla gençliğin
ruhu dejenere edilmektedir. Hiç şüphe yok ki, genç kimse, bu fitne saçan
rezilliklerin peşine takılınca, derin bir bataklığa saplanıp kendini,
kaybetmekte, yolunu şaşırmaktadır. Ahlaki değişmekte, doğru yolundan sapmakta,
acemi ya da yabani hayvan gibi ne yaptığını, nereye daldığını bilmez hale
gelmektedir.
Artik bu
durumda terbiyecilere, eğitimcilere düsen görev, öğüt ve sıkı bir is ve çalışma
devresine girmek, uyarı ve sakındırıcı yollara başvurmaktır. Bu yalnız
terbiyecilere vacip değil, ayni zamanda terbiye etme hakkini yüklenen, bu sorumluluğu
duyan herkese vaciptir. Sık sık gençlerin kulağına: "Yarı çıplak
kadınlara, kırıtarak gezen kadınlara, etini teshir' edenlere bakmak;
fotoromanlar okumak, şehveti tahrik edip iç duyguları harekete geçiren cinsel
konulu kitapları okumak, yine insani şehvet âlemine götüren, duyguları bu
doğrultuya çekip kamçılayan çalgıları, nağmeleri dinlemek, kafayı ciddi
konulardan alıp havai şeyler peşine takmayı sonuçlandırır, diye fısıldamaları
gerekmektedir.
Çünkü bu tür
yayinlar ahlaki bozmakta, anlayisi zayiflatmakta, hafizayi kisirlastirmakta,
cinsel duygulari harekete geçirmekte ve kisiligi kaybettirmektedir.
D) Bos Vakitleri Yararli Seylerle Doldurup
Degerlendirmek:
Terbiyeciler
ve egitimciler, çocuk bos kalip bir isle meşgul olmadigi zaman kötü-yikici
düsüncelere, gerçekle smesi zor hayallere dalar; cinsel konular üzerinde kafa
yorup düsler kurar. Bu durumda eger ergenlik çağına girmisse, ister istemez şehveti
harekete geçer. Iste bu sirada başka tatmin olacak bir sey bulamayinca, mastürbasyona
tevessül edecek, bu kötü adeti devam ettirmeye yönelecektir. Çünkü ancak
böylece şehvetin azginligini teskin edebilir.
O halde bu
gibi hayal ve düsüncelere dalmasini önlemek için ne yapmak, nasil bir çare
bulmak lazımdır?
Çare Su
Olabilir:
Önce ergen
olan çocuga vaktini nasil degerlendirebilecegini ögretmemiz, bos vakitlerini ne
ile doldurup yararli duruma getirmesi gerektigini anlatmamiz gerekmektedir.
Vakti
degerlendiren, bos zamanlari yararli seylerle dolduran kitap, dergi, brosür ve
benzeri birçok yayinlar vardir. Ayrica bedeni güçlendiren, adaleleri
kuvvetlendiren, insana saglik kazandiran birtakım ölçülü spor hareketleri
yapmalarini, ancak güvenilir, terbiyeli arkadaslarla bu isi sürdürmeleri telkin
edilir. Çok yararli kitaplari okumaya alismalari ise bilgi ve kültürlerini
artirip genisletir. Bununla birlikte bazi el isleri, el sanatlarini
ögrenmeleri, ahlaki güzellestiren dini ders ve sohbetlere katilmalarini
saglamayi da ihmal etmemek gerekir.
Bunlardan başka
düşünceleri berraklastirip gidalandiracak, ruhu arindiracak, bedeni
kuvvetlendirecek, ahlaki yüceltecek seylerle çocuklarin bos vakitlerini
degerlendirmeye özen gösterilmelidir. Bunun için zihnin daima yüksek
meselelerle meşgul edilmesi, aklin, kalbin ve duygularin olumlu ve faydali
çalismalarda yogunlastirilmasi, yaratilis gayesinin daima hatirda tutulmasi,
hayatin ve ölümün manasinin devamli olarak düsünülmesi, bütün vakit ve
enerjinin sürekli ve başka seylere yer birakmayan yogunluktaki faaliyetlere
yönlendirilmesi, güzel hobi ve aliskanliklarin kazandirilmasi faydalidir.
E) Iyi Huylu, Güzel Ahlakli, Uyumlu Arkadas
Seçmek:
Terbiyecilerin,
egitimcilerin önemle üzerinde duracaklari bir husus da, ergenlik çagina girmis
bir çocuga iyi ahlakli, uyumlu arkadaslar arayip bulmak, seçip begenmektir.
Çocuk unuttugu zaman ona hatirlatirlar, saptigi zaman ona dogru yolu
gösterirler; düzenli olmaya çalistiginda ona yardimci olurlar; basina bir dert,
bir sikinti geldiginde onu teselli edip iradesini güçlendirmeye çalisirlar.
Denilebilir
ki, sözünü ettigin vasifta arkadas çok azdir, özellikle günümüzde bunlar
parmakla gösterilecek kadar mahduddur. Öyle ama, hemen her mahallede ve yerde
bu azlari bulmak mümkündür, hepsi de simalarindan taninirlar, alinlarinda secde
eseri bulunuyordur; yüksek ahlaklariyla diger çocuklardan ayrilmakta ve ayird
edilmekteler. O halde bir gencin bu gibi arkadas ve dostlari bulup onlarla
arkadaslik kurmasi ne güzel olur! Böylece hayatin fitne ve fesadina karsi ona
yardimda bulunurlar, sir vermeye layik güvenilir bir topluluk olustururlar.
Hiç süphe
yok ki, kisi yakin dostunun dini üzeredir; yakin arkadas, kendi ölçüsündeki
arkadasina çogu seylerde uyar. Kuslar ancak kendi seklindeki kuslarin
kafilesinde yer alir. Resulüllah (a.s.) Efendimiz ne dogru buyurmustur:
"Kisi
yakin dostunun dini üzeredir. O halde sizden her biriniz kimi yakin dost
ediniyorsa ona dikkatle baksin." (Tirmizi)
Bilinen bir
gerçektir ki, ahlaksiz, günahkar, asi ve müfsid kimseyle arkadaslik eden
kimseyi onlar eninde sonunda sapikliga çekip götürürler, onu ancak derin
çukurlara, batakliklara iterler, onunla ancak kisisel çikarlarindan dolayi
dostluk kurarlar, arkadaslik ederler, ancak dünyevi yararlardan dolayi ona
yaklasirlar.
O halde
gençlerimiz, böylesine adi ve kötü arkadas ve dostlardan sakinsinlar, serli
kisileri arkadas edinmesinler. Salih bir dost, mümin bir cemaat bulmak ne
saadet! Böylesine bir arkadaslik ve dostluk her iki alemde mutluluga ve
ahirette kurtulmaya vesiledir. ALLAH (c.c.) kendi muhkem kitabinda ne kadar
dogru buyurmustur:
"O gün
yakin dostlar birbirine düsmandir. Ancak takva üzere olanlar ( 'tan korkup kötü
kisilerden sakinan, iyileri dost edinenler) müstesna." (Kur'an-i Kerim,
Zuhruf: 67.)
F- Ilmi ve Ameli Yönden Korunma Çareleri:
1- Sehvet
hislerini kamçilayici basi bozuk eserler degil, ciddi ve faydali eserler
okunmalidir. Insan hangi konuda eser okursa, düsünce ve duygulari az-çok onun
te'sirinde kalir. Mesela; kahramanlik eserleri okuyan, bunlara biraz devam
ederse, kahramanlik hisleriyle yogrulur. Ahlaki eserler okuyan, ahlak
kaidelerine uyma arzusu gösterir. Ask romanlari okuyan, asik olma hissini
duyar.
2- Dar
pantolon veya dar sort giymemelidir. Cinsel organlarini sikistiracak kadar dar
olan elbiseler, sehvet hislerini dürter. Bu da genci masturbasyona davet eder.
Zaten dar elbiseler insani hiç rahat birakmaz, sikinti verir. Sagligini
düsünenler, daracik elbiselere özenmemelidir.
3-Kasik
tüyleri iki-üç haftada veya ayda bir kere olsun temizlenmelidir. Bunlarin
uzamasi neticesinde kasintilar meydana gelir.
4- Yatarken,
bacaklar mümkün oldugu kadar açik tutulmalidir. Zira cinsel organi
sikistirilmazsa, sehvet hissi daha kolay kontrole alinabilir.
5- Yatarken,
ihtiyaç duyulunca hemen gidip su dökmelidir. Idrar sikintisi oldugu zaman,
bunun yani sira sehvet hisleri de kabarir. Bu durumda gencin mastürbasyon
arzusu uyanabilir. O halde hemen kalkip su dökmek, yerinde bir tedbirdir.
6 Sehvet
hissi kabarip mastürbasyon akla geldigi zaman, bu arzunun yatistirilmasi için
iyi bir çare de, cinsel organ bölgesinin soguk suyla iyice yikanmasidir.
Yikanmak
için banyoluga giren gençler, çok defa burada -sartlar müsait oldugundan-
mastürbasyon tehlikesiyle karsilasirlar. Burada bundan korunmak için en güzel
çare, hemen ilk anda belden asagisini soguk suyla yikamak, hatta mümkünse bütün
vücuduna soguk su dökünmektir. Bundan sonra banyo muamelesine geçilmelidir.
Önceden asla tenasül organi ellenmemelidir. Nefsine hakim olanlar için bunlar
mes'ele degilse de, hislerine maglup olanlarin bu hususlara dikkat etmesi
gerekmektedir.
Bazen sehvet
hislerini tahrik edici, herhangi bir durum karsisinda fazla duygulanan
gençleri, az sonra kasik bölgelerinde -kanin fazla toplanmasindan olacak ki-
bir agri baslar. Bazen bu agri artarak yürümeyi dahi güçlestirebilir. Böyle bir
durumda bosalma olursa bu agri geçer, fakat bu da gerekmez. Kasik bölgeleri
soguk suyla iyice yikanirsa veya banyo yapilirsa, birkaç saat içinde bu durum
kendiliginden geçer.
7- Bir isle
mesgul olmali, basibos ve avare kalmamalidir. Masturbasyona en çok müptela
olanlar, umumiyetle basibos kalanlar, mesguliyeti az olanlardir.
8- Sportif
faaliyetlerde bulunmalidir. Her genç, bünyesine uygun en az bir sporu mutlaka
yapmalidir. Maçlari izlemek spor yapmak degildir.
9- Bekarlik
sirasinda findik, fistik, çikolata, muz vs. gibi sehvet arttirici gidalara
düskünlük gösterilmemesi iyi olur.
10- Sehvet
verici sohbetlerden uzak kalmalidir. Aksilik ya... gençlerin ekseriyeti sehvet
edebiyatini merak eder. Böyle olunca da edep yerleri onlari rahat birakmaz! Her
seye ragmen, sehvet azdiran bahislerden uzak kalmak gerek.
11-Masturbasyona
baska türlü son veremeyen bekarlar, yaslari ve halleri müsaitse
evlenmelidirler. Fakat... evlendikten sonra da bu illeti mutlaka birakmalidir.
Evlilik esastir ama, icaplarini yerine getirmek de sarttir.
G) Ailevi Yönden:
1- Bekarlik
hayatinda masturbasyona devam etmis kimseler, evlilik hayatlarinda cinsel
münasebetlere gereken önemi vermeli, mastürbasyonu kesinlikle terk etmelidir.
Bazi kimselerin evlilik hayatlarinda dahi mastürbasyon ile mesgul olarak,
eslerinin cinsel ihtiyaçlarina ehemmiyet vermedikleri bilinen bir gerçektir.
Kadin olsun erkek olsun, artik evlendikten sonra da bu illetin devam ettirilmesi,
tamamen anormal ve aile saadeti için tehlikelidir.
2-
Mastürbasyon devresinden sonra evlenmis kimseler, kavustuklari gül bahçeleri
dururken, gübrelikte nefes harcamanin budalalik oldugunu iyice idrak
etmelidirler.
3- Bulug
çagindaki çocuklara, koruyucu ögütler verilmelidir. Masturbasyona yakalanma
devresi, ekseriya bulug çaginda basladigindan, bu çagda onlara faydali ögütler
vermek, onlari cinsel konularda hepten cahil birakmamak lazimdir. Ne var ki, bu
konular çok naziktir. Bu mevzularda ögretilen bilgiler, çocuklarin cinsel
istahlarini kamçilayici mahiyette degil, onlari her türlü kötü ve zararli
cinsel faaliyetlerden uzaklastirici ciddiyette olmalidir. (Bunun da temeli,
Islam terbiyesine dayanir.)
4- Çocuklari
basibos salivermemeli, bulustuklari arkadaslarina dikkat etmelidir. Zira
mastürbasyon ve diger kötü aliskanliklar, ekseriyetle çevredeki yaramaz
çocuklar tarafindan digerlerine bulastirilmaktadir.
5- Hastane
ve hapishane gibi kapali yerlerde mecburen gün dolduranlar, mastürbasyonun,
dertlerine dert katmaktan baska bir faydasi olmadigini idrak etmelidirler.
Mastürbasyonun, insan üzerinde bir üzüntü ve can sikintisi biraktigi
bilinmektedir. O halde aslen biraz üzgün olanlarin, üzüntü ve ezginliklerini,
mastürbasyon ile daha da artirmaktan sakinmalari gerekmektedir.
6-
Gerçeklere bagli kalarak, çocuklara, gençlere mastürbasyonun zararlari ve
korunma çareleri ögretilmelidir. Gençleri fazla korkutmamak ve ümitsizlige
düsürmemek sartiyla, ilmi ve terbiyevi mahiyette, mastürbasyon hakkinda mühim
gerçeklerin ögretilmesi gerekmektedir. Bu mühim vazife de daha ziyade hekimlere
ve egitimcilere düsmektedir.
H) Dînî-manevi Çareler:
1- Zaruret
olmadikça mastürbasyon yapmanin, günah ve ilahi cezaya müstahak oldugu idrak
edilmelidir.
2- Körü
körüne mastürbasyon yapip günaha girerek manevi degerini asagi düsürmektense,
biraz sabredip nefsin bu arzusunu yenmekle manevi cepheyi saglamlastirmak,
insan için bir üstünlüktür.
3- Oruç
tutmanin sehvet hislerini yatistirmak için önemli te'siri oldugundan, bazen
oruç tutarak mastürbasyondan korunmak mümkündür. Böylece hem oruç sevabi, hem
de mastürbasyondan uzaklasma sevabi kazanilmis olur.
4-
Mastürbasyon edepsizliginde bulunurken, bu halin ve melekler tarafindan
görüldügünü unutmamali; mecbur kalmadikça, bu vaziyette onlara görünmekten
utanç duymalidir!..
Mastürbasyonu
önlemenin -evlilik münasebetleri haricinde-kat'i bir çaresi mevcut degildir.
Ancak bu mes'elede, gerçeklere vakif olmak ve korunma çarelerine riayet etmek,
gençlerin bu yoldaki arzularini frenleyebilir. Bunun için en basta, nefse ve
cinsi hislere hakimiyet sarttir.
Sonuç
olarak: Mastürbasyon, devam edildikçe insani kendine çeken, birakildikça belasi
eksilen zararli bir illettir. Hiç masturbasyona bulasmamak, yegane ve ideal
tavsiyedir. Zaruret halinde istemeyerek yapilan mastürbasyonlar da, birkaç
hafta arasinda olusan ihtilam (rüyada bosalma) lari önleyecek dereceye
varmamalidir. Zira bekarliktaki cinsi ihtiyacin normal ve sihhatli giderme
yolu, arasira vuku bulan tabii ihtilamlardir.
I) Tibbi Ögütleri, Koruyucu Hekimligi Alip
Ögrenmek:
Tabiblerin
israrla üzerinde durdugu hususlardan biri de, iç dürtünün te'sirini
hafifletmek, sehvetin serkesligini frenlemek için su tavsiyelere uyulmasidir:
1- Yaz
mevsiminde soguk su ile banyo yapmayi artirmak. Diger mevsimlerde tenasül
aletinin üzerine sik sik soguk su dökmek.
2- Sportif
hareketleri çogaltmak, beden egitimine önem verip üzerinde israrla durmak.
3- Sehveti
tahrik edici mahiyette olan baharat ve benzeri seylerden kaçinmak.
4- Sinirleri
uyaran çay, kahve benzeri mesrubati terketmek, ya da azaltmak.
5- Et ve
yumurta yemegi azaltmak.
6- Sirt
üstü, yüzü koyun uyumamak, sünnet sayilan sag yan üzeri kibleye yönelik olarak
uyumak.
I) Son Olarak Da Sani Yüce ALLAH (c.c.)
Korkusu Suurunu Uyandirmak:
Herkesçe
kabul edilen bir gerçek var ki, genç kisi vicdaninin derinliginde, 'in her an
kendisini denetleyip gördügünü, gizli açik her halini bildigini, hain gözleri
ve kalblerin gizli tuttuklarini da bildigini düsünür ve bunun suurunu tasirsa,
çok sürmez kendi kendini denetlemeye baslar; bir isi, bir hizmeti noksan mi
yapti, asiri mi giti? Sapitti mi, kaydi mi?Üzerinde O yüce kudretin kendisini
denetledigine inanir, kusur ve günah islediyse veya asiri gittiyse 'in bu
yüzden kendisini hesaba çekecegi, sapittiginda veya kayip yanlis bir is
yaptiginda kendisini cezalandiracagi inanci hakim olursa, süphe yok ki, bu genç
kendini helak edici yollardan ve fiillerden çirkin islerden alikor; her türlü
kötülükten ve terbiyesizlikten sakinir.
Bilindigi
gibi, ilim ve zikir meclislerine hazir olmak, farz ve nafile namazlara devam
etmek; geceleri insanlar uyurken kalkip teheccüd namazi kilmak; sünnet ve
mendup oruçlara devam göstermek; Ashab-i Kiram ile Selef-i Salihin'in hal
tercümelerini, hizmetlerini, ahlak ve faziletlerini dinlemek; ahlakli faziletli
kisileri arkadas edinmek; mü'min bir cemaatle irtibat halinde olmak; ölümü ve
ötesini hatirlamak, bütün bunlar mü'minde ALLAH (c.c.) korkusunu, O'na karsi
saygi ve sevgi duygusunu kuvvetlendirir. 'in yegane denetleyici oldugunu idrak
ettirir ve böylece 'in azameti karsisinda suurlanmasini saglar.
O halde
mü'min gence layik olan sudur ki: Ruhunda 'in denetlemede bulundugu inancini
kuvvetlendirip sözü edilen yolda yürümek, ALAH (c.c.) korkusunu O'na olan sevgi
ve saygi havasi içinde kalbin derinligine indirmektir. Ta ki, bir sürü
oyalayici, aldatici seyler onu kendi yörüngesinden koparip baska bir yörüngeye
sokmasin. Dünya hayatinin zineti onu fitnelere düsürmesin, sakincali ve haram
olan nesnelere dalmasin. Böylece 'in su buyrugunu iki gözünün üstüne koyarak
yolunu aydinlatsin:
"Artik
kim dünya hayatini seçerek tercih etmisse, elbette Cehennem onun varacagi
yerdir. Kim de Rabbinin (yüce) makamindan korkmus da nefsini havai seylerden
alikoymussa, süphesiz ki Cennet onun varacagi yerdir." (Kur'an-i Kerim,
Naziât: 37-40.)
Yorumlar
Yorum Gönder